Türkiye’de işsizlik oranı, işgücüne katılım oranı, istihdam yapısı ve asgari ücret gibi emek piyasası göstergeleri bölgeler arasında büyük ekonomik farklılıklar sergilemektedir. Bu Veri Değerlendirme Notu bahsi geçen bölgesel farklara ilişkin son durumu kısaca gözden geçirmektedir. [Devamı] [İndir]
Yoksulluğun azaltılması, sağlık, eğitim, cinsiyet eşitliği, çevre ve insan refahını etkileyen diğer birçok konuda 60 göstergeyi kapsayan Binyıl Kalkınma Hedefleri gerek küresel düzeyde gerekse ülkeler bazında en geniş tanımlı kalkınma ve yoksullukla mücadele göstergeleridir. Bu çalışmada, parasal olmayan göstergelerin yanı sıra parasal göstergeden de faydalanarak yoksulluk ve kalkınma olgusu çok boyutlu bir perspektifle Binyıl Kalkınma Hedefleri ve Yoksul Odaklı Büyüme çerçevesinde analiz edilmiştir. Çalışmada İnsani Gelişmişlik Endeksi (HDI)’de de yer alan 187 ülkenin 1990-2015 dönemini kapsayan çok boyutlu Binyıl Kalkınma Hedefleri endeksi oluşturulmuş ve ülkelerin kalkınma düzeyleri ve hedefleri gerçekleştirme konusundaki performansları ölçülmüştür. Elde edilen sonuçlar HDI sonuçlarıyla da karşılaştırılmıştır. Temel olarak “Büyüdük ama kalkındık mı? Ülkeler gelir ve gelir dışında yakınsıyor mu? Büyüme kapsayıcı mı? Yoksullara da yansıyor mu? Uluslararası ve yerel fonlar kalkınmada etkin kullanılıyor mu? Performansa dayalı fon dağıtım mekanizması nasıl olmalı? [Devamı] [İndir]
Bu teknik not Türkiye’de illere göre Ortalama Okullaşma Yılı ve Beklenen Okullaşma Yılı verilerinin nasıl hesaplanacağına odaklanmaktadır. Bu değişkenler potansiyel olarak yararlı olmasına rağmen şimdiye kadar hesaplanmamıştır. Pilot çalışma olduğu için tek bir yıl (2013) alınmıştır. Aynı zamanda bu verilerin uluslararası karşılıkları da vardır. Bu çalışmada Veri Seti, Metodoloji, Kapsam ve elde edilen sonuçlar verilmiştir. [Devamı] [İndir]
Son yıllarda yaşanan olumlu gelişmelere rağmen, kayıtdışı istihdam Türkiye emek piyasasının önemli sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Bu bilgi notunun başlıca amacı kayıtdışılıktaki cinsiyetler arası farkın ne ölçüde istihdamın kompozisyonundan ve diğer olası faktörlerden kaynaklandığı konusunu bir kez daha gündeme getirmektir. TÜİK’in Hanehalkı İşgücü Anketi’ni kullanarak yaptığımız betimleyici ve ekonometrik analizler, çeşitli sektörel ve bireysel özellikler kontrol edildiğinde bekar genç kadınların kayıtdışılık oranının erkeklerle hemen hemen aynı düzeyde olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bulgu, evli kadın çalışanların, sigortalının eşi olarak kamu sağlık hizmetlerinden yararlanabiliyor olmalarının kayıtdışı çalışmayla ilgili tercihlerini etkiliyor (yani çekincelerini azaltıyor) olması ile açıklanabilir. Bu “dolaylı kayıtlılık” hipotezinin yanı sıra, sosyal güvenlik primlerinin yüksek düzeyi ve kayıtlı çalışanların çeşitli sosyal yardım programlarından yararlanamıyor olması gibi faktörler de uzmanlarca kayıtdışılığın yok edilememesinin nedenleri arasında sayılmaktadır. Bizim düşüncemiz, işgücü anketlerine yapılacak kimi eklemelerle bu iddiaların ne derece geçerli olduğunun incelenmesinin mümkün ve yerinde olacağı yönündedir. Elde edilecek yeni verilerin kamu otoritelerine sosyal güvenlik uygulamalarını tekrar değerlendirme fırsatı vermesi de kuvvetle muhtemeldir. [Devamı] [İndir]
Bu politika notu, 2014 yılında yayınlanan yeni bir kalkınma ve sosyal ilerleme endeksinin ışığında, Türkiye'nin sosyal ilerleme düzeyi ile ilgili olarak öne çıkan bazı gözlemleri değerlendirmektedir. İlgili endeks, 132 ülkenin verisini derlemekte ve sosyal ilerlemeyi, (i) Temel İnsani Gereksinimler, (ii) Refahın Temelleri ve (iii) Fırsatlar başlıkları altında ölçümlemektedir. Sonuçlar, sosyal ilerlemenin, kişi başına GSYİH ile doğrusal olmayan biçimde ve aynı yönde ilişkili olduğunu göstermektedir. Sosyal ilerleme düzeyi en yüksek olan üç ülke Yeni Zelanda, İsviçre ve İzlanda'dır. Türkiye, 132 ülke arasında 64. sırada ve Avrupa ülkeleri ile diğer OECD ülkelerinin gerisinde yer almaktadır. Türkiye'nin başarısızlığı, daha çok Refahın Temelleri ve Fırsatlar başlıklarında ortaya çıkmaktadır. Türkiye, GSYİH düzeyi kendisininkine en yakın 15 ülkeye göreli olarak, (i) basın özgürlüğü, (ii) dezavantajlı gruplara yönelik hoşgörü ve (iii) ileri öğrenimdeki kalite ve kadın-erkek eşitliği konularında geride kalmış durumdadır. [Devamı] [İndir]
Yoksulluk ölçümü ve analizine yeni bir yaklaşım getiren iki boyutlu zaman ve tüketim yoksulluğu ölçüm yöntemi, Türkiye’de yoksulluk sınırı altında yaşayan fert sayısının resmi rakamların yaklaşık bir buçuk katı kadar olduğunu ortaya koyuyor. Bu alternatif yoksulluk ölçümüne göre yoksulluk oranı, TÜİK tarafından geleneksel yönteme göre hesaplanan yoksulluk oranının yüzde 11 puan daha üzerinde. Kentlerde 1 milyon, kırsal alanda ise 800 bin hane yoksulluk sınırının altında yaşayan hane grubuna ekleniyor. Gizli yoksul olarak nitelendirebileceğimiz bu hanelerde, resmi rakamlara yansımayan, 7.6 milyon fert yaşıyor. [Devamı] [İndir]