SPM Seminer: "Türkiye'de Kayıt Dışı Çalışanların Sosyo-Ekonomik Özellikleri"

12 Aralık 2012

Kayıtdışı çalışma azalıyor ama …

-İşveren ve kendi hesabına çalışanlar, SGK’ya gelirlerini az gösteriyor,

-İşverenler ve kendi hesabına çalışanlar, kazançlarının büyük bölümünü SGK’ya bildirmiyor.

Türkiye’de işverenler ile kendi hesabına çalışanların gerçek gelirleri ile prim ödemek için Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirdikleri kazançları arasında ‘uçurum gibi’ bir fark var. Genel Müdür Yardımcılığına kadar yükselmiş eski bir SSK çalışanı olan Pamukkale Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Karadeniz, Türkiye’de sadece kayıt dışı çalıştırmanın değil, gelirleri eksik beyan ederek SGK’ya ödenen prim tutarlarının düşürülmesinin de yaygın olduğunu söyledi. Karadeniz, müteşebbis geliri elde eden işverenlerin kendi SGK primlerini öderken bile 2010 yılı için 2 bin 946 lira seviyesinde olan medyan kazançlarının yüzde 27’sine denk gelen 798 lirasını beyan ettiklerini açıkladı. Tarım geliri elde eden işverenlerde bu oranın daha da düşük olduğunu; bu kesimin 3 bin 419 liralık kazançlarının ancak yüzde 13,3’ünü (457 lira) SGK’ya bildirerek primlerini ödediğini vurguladı. Kendi hesabına çalışanlarda bu oranın yüzde 58,2’lik değeri ile (tarımda yüzde 47.8) biraz daha yüksek olduğu belirlendi.

TOBB ETÜ Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (TOBB ETÜ-SPM) davetlisi olarak “Türkiye’de Kayıt Dışı İstihdam ve Kayıt Dışı Çalışanların Sosyo-Ekonomik Özellikleri” konulu bir seminer veren Pamukkale Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Karadeniz; bu eksik beyan eğilimine rağmen kayıt dışılığın son 5 yılda önemli ölçüde azaldığını aktardı.

Karadeniz, kentlerdeki ücretli-maaşlıların kayıt dışılık oranının 2007’de yüzde 27,6’lık değerinden 2012 yılında yüzde 19,2’ye indiğini ifade ederek, bu 8 puanlık düşüşün ekonomideki yüksek büyüme hızı sayesinde yaratılan 4 milyonu aşkın tarım-dışı iş başta olmak üzere, denetim ve kayıt dışı istihdamla mücadele çalışmalarının artması ile verilen sosyal güvenlik prim teşviklerine bağlı olduğunu vurguladı. Bu performansın önemli bir başarı olduğunu söyleyen Karadeniz, ancak konjonktür ve ülkedeki üretim yapısı değişmediği müddetçe bundan sonraki yıllarda iyileşme hızının yavaş seyredeceği uyarısında bulundu. Karadeniz, hükümetin bu alandaki 2023 yılı hedefinin yüzde 15 düzeyinde olduğunu bildirdi.

Türkiye’de mevzuata dayanılarak, özellikle kayıt dışında bırakılan bir kesim de bulunduğuna dikkat çeken Karadeniz, eşinin işyerinde çalışan kadının veya ev hizmetlerinde çalışan gündelikçilerin fiilen çalışmalarına rağmen, 5510 Sayılı Kanun’un 6’ıncı maddesi uyarınca kayıt dışı tutulduklarını ifade etti. Karadeniz, bu kesimleri sosyal güvenlik sistemine dahil edecek reformlar yapılmadığı takdirde, bunların 10-15 yıl içinde sosyal yardım talep etmeye başlayacaklarını ifade etti. Karadeniz, hesaplamalarına göre mevzuatın dışladığı bu tip çalışanlar ile prim tahsil edilme potansiyeli olan 6,2 milyon kişi bulunduğunu ifade ederek, “Yani kayıt dışı çalışanların yaklaşık yüzde 50’sinin SGK’ya prim ödeme gücü olduğunu düşünüyorum. Bu kişileri sisteme kabul edip, primlerini tahsil edebilmeliyiz” şeklinde konuştu.

Sosyal yardım sisteminden yardım alanlar arasında kayıt dışı çalışma oranının da çok yüksek olduğunu vurgulayan Karadeniz, “Bu kişiler sosyal yardımlarının kesilmemesi için kayıt dışı çalışmaya razı. Bunların yüzde 55’inin aslında sosyal yardıma ihtiyaçları yok. Prim bile ödeyebilecek durumdalar. Bu konuda da bir şeyler yapılmalı” dedi.

Türkiye’deki istihdam piyasasının heterojen olmadığını ve düzenlemelerin kapsayıcı olamadığını kaydeden Karadeniz, alınacak önlemlerin daha mikro ölçekli ve detaylandırılmış olması gerektiğini bildirdi.

Doç. Dr. Oğuz Karadeniz’in kayıt dışı istihdam konusundaki en ciddi ve önemli uzmanlardan biri olduğunu söyleyen TOBB ETÜ-SPM Direktörü Prof. Dr. Serdar Sayan da kayıt dışılıkla topyekûn ve uzun vadeli bir mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesinin şart olduğunu ekledi. Sayan konuşmasına, bu mücadelenin zabıta önlemlerinden ibaret kalmamasının önemini vurgulayarak devam etti. Serdar Sayan kayıt dışılığı besleyen faktörler arasında, muhtemelen kayıtlı istihdamın maliyetlerinin yüksekliğinden bile daha önemli olan iki faktör olduğunun altını çizdi. Bunlardan birincisinin, çalışma yaşındaki nüfusun ortalama 6 yıl civarında olan eğitim düzeyinin çok düşük olması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sayan, diğer faktörün ise, başta imalat sanayi olmak üzere, yaygın işletme ölçeğinin küçüklüğü olduğuna dikkat çekti. Bu iki sorunun da giderilmelerinin uzun zamana yayılacağı, ancak ikisinde de mesafe kat edilmesinin sadece prim gelirlerini artırmak ve sosyal güvenlik açıklarını azaltmak gibi nedenlerle değil; Türkiye’nin orta gelir tuzağına düşmeksizin büyümeye devam etmesi için de gerekli olduğunu kaydetti. Türkiye’nin yüksek büyüme oranlarını ve buna paralel olarak gerçekleşen refah artışını sürdürülebilir kılmak için ürettiği ürünlerin sofistikasyonunu ve katma değer oranlarını artırmak zorunda olduğunu belirten TOBB ETÜ-SPM Direktörü, bunun için de kayıt dışı çalışmaya mahkum olmayacak tarzda becerilere sahip, iyi eğitilmiş bir insan gücüne ihtiyaç duyulduğunu bildirdi.

Sunuma ulaşmak için buraya tıklayınız.


İlgili Haberler

Hürses

Önce Vatan

24 Saat