Sayan, Arap isyanlarının değerlendirildiği Barcelona çalıştayında davetli konuşmacı

IE Med (Instituto Europeo del Mediterráneo) ve Fundación Bertelsmann’ın 1 Şubat 2012’de Barcelona’da düzenlediği “Mediterranean in Transition: Which Agenda for the Future?” temalı 6. Diyalog ve Eylem çalıştayına katılan SPM Direktörü Prof. Dr. Serdar Sayan, vahim boyutlara varan genç işsizliği oranlarının, geçen yıl başından beri süren Arap isyanlarının en önde gelen nedenleri arasında olduğunu söyledi. 2011 başında Tunus’ta başlayıp diğer ülkelere yayılan isyan dalgasının ilk yılında olup bitenleri ve önümüzdeki dönemdeki muhtemel gelişmeleri değerlendirmeyi amaçlayan çalıştaya, düzenleyen kuruluşların yöneticileri ile Tunus ve Mısır ile Filistin ve Fas’ın yanı sıra İspanya ve Almanya’dan seçkin sivil toplum temsilcileri, basın mensupları, romancı/yazar ve aydınlarla diplomatlar katıldı. Yine katılımcılar arasında yer alan Özerk Katalanya Başkanı, saygın devlet adamı Jordi Pujol’ün de katkıda bulunduğu tartışmaları çok sayıda basın mensubu, diplomat ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi de kendilerine ayrılan bölümden izledi.

Ekonomik durumun değerlendirildiği oturumda konuşan Sayan, isyanlara yol açan işsizlikle mücadele etmek için, bu ülkelerde çok hızlı seyreden nüfus artışına paralel yeni işlerin yaratılması gerektiğini, bunun ön koşulunun ise yüksek ekonomik büyüme oranları olduğunu kaydetti. Yüksek büyüme oranlarını yakalamak için girişimci dostu, istikrarlı bir yatırım ortamının sağlanması gerektiğini söyleyen Sayan, bunun için de hem politik ve makroekonomik istikrarın yeniden tesis edilmesi, hem de bir dizi reformun hızla yapılmasının gerekliliğinden bahsetti. İsyan sonrası iş başına gelen iktidarların, bu reformları yapabilmek için de halk desteğine ihtiyaç duyduklarını kaydeden Sayan, bu desteği kısa vadede sağlama yönünde atılabilecek en kestirme adımın kamu harcamaları yoluyla istihdam yaratmak olduğunu söyledi. “Bir başka deyişle, işsizlik oranını daha kalıcı biçimde düşürecek reformları yürürlüğe sokmak için işsizliği hızla düşürecek geçici bir önlem olarak kamu harcamalarını artırmak anlamlı gözüküyor, ancak yoksulluğun ve gelir dağılımı bozukluklarının mevcut boyutları göz önüne alındığında, bu harcamaların enflasyona yol açmaması konusunda özellikle dikkatli olunması lazım” diye konuşan SPM Direktörü, artan kamu harcamalarının ekonominin gelecekteki üretim kapasitesini de artıracak türde yatırımlara yöneltilmesinde büyük yarar olduğunu vurgulayarak, bu çerçevede ilgili ülkelerin bütçelerinden santral, baraj, sulama kanalı gibi altyapı yatırımlarına kaynak ayrılmasının uygun olacağını söyledi.